E-Posta: info@mugiad.org.tr Tel: 0252 212 51 57

Müşterimizin “En İyi 2’nci Bankası” Olmak İstiyoruz

Bankacılıkta enflasyon etkisiyle hem bireysel hem ticari bankacılıkta kredi talebi artıyor. Seçim yılı ve beraberinde gelen kredi paketleriyle yeni bir döneme giriliyor. Sistemin ticari tarafta faiz limitlerine uymaya çalıştığını söyleyen Odeabank Genel Müdürü MERT ÖNCÜ, “Mevduatların faizleriyle kredi faizleri arasında büyük bir negatif fark var. Bankalar bunu nasıl yönetebileceğini çözmeye çalışıyor” diyor. Odebank özelinde ise odaklandıkları her alanda çok iyi büyüdüklerini söyleyen Öncü, kurumsal bankacılık alanı için, “Müşterimizin en iyi ikinci bankası olmak istiyoruz” diyor.

Bankacılıkta konut kredisi kampanyasının yanında 250 milyar TL’lik yeni bir KGF paketi açıklandı. Odeabank Genel Müdürü Mert Öncü, şirketlerin hem paket beklentileri hem dünyadaki değişimler hem de iç tüketimdeki gelişimi çözmeye, önlerini görmeye çalıştığını düşünüyor. Öncü, 2023’ün ilk yarısında bireyselde, seçimden sonraysa ticari bankacılıkta daha fazla büyüme bekliyor. Enflasyon etkisiyle artan hammadde fiyatlarıyla ticari tarafta da kredi talep artışı olduğunu aktaran Öncü, “Ticari tarafta belirli faiz limitleri de var, sistem o limitlere uymaya çalışıyor. Mevduatların faizleriyle, bankaların TL fonlama maliyetleriyle kredi faizleri arasında büyük bir negatif fark var. Bankalar bunu nasıl yönetebileceğini çözmeye çalışıyor” şeklinde konuşuyor. Bu yıl TÜFE’ye endeksli kağıtlardan gelen faizler, yeni enflasyon beklentilerine göre yarı yarıya azaldığı için ocak ayının ilk haftasından itibaren TL bilançolarda faiz geliri anlamında bankalarda büyük bir düşüş olduğunu da ekliyor. Odeabank, bireyselde mevduat ve mevduat dışı varlıkların yönetimine; ticari taraftaysa 5 milyon dolar üstü cirolu ihracatçı ve ithalatı kısıtlayıcı üretim yapan şirketlere odaklanıyor. Kurumsal tarafta amaçlarını müşterinin birinci bankası değil, “en iyi ikinci bankası olmak” olarak açıklayan Öncü, 2023’te bireysel ve ticari segmentte büyümeyi, çapraz ürün geliştirmeyi, mevcut müşterilerde derinleşmeyi ve müşteri kazanımını yüzde 30-40 artırmayı hedeflediklerini söylüyor. Odeabank Genel Müdürü Mert Öncü ile bankasının yeni dönem planlarını ve 2023 yılına dair öngörülerini konuştuk:

Odeabank’ın 2022 yılı performansı nasıl? Güçlü büyüme alanlarınız hangileri oldu? 

Daha butik, özel bankacılık yapmaya çalışıyoruz. Hem ticari ürünlerde hem bireysel tarafta odak alanlarımız var, bu alanlarda da kendimize göre iddialıyız. Dış ticarette TL kredilerinde büyümeye çalışıyoruz. Hatta TL gayri nakdi kredilerde büyümek istiyoruz. Nakdi TL kredilerde yıl sonu büyümemiz tahminen yüzde 45 civarı olacak. Toplam gayri nakdi kredilerde 2022 yıl sonunda yaklaşık yüzde 75 büyüdük, TL gayri nakdi kredilerdeyse 3,5 kat büyüme gösterdiğimizi tahmin ediyoruz. Bireysel bankacılıkta mevduat dışı yönetilen müşteri emanetlerinde yani yatırım fonları, bonolar, hisse senedi gibi müşterinin mevduat dışı yönetilen varlıklarında da tahminen 2,5 kat büyüdük. Yatırım fonlarında 2,6 kat, bonolarda 2 kat ve hisse senedinde 3,6 kat büyümemiz oldu. Odaklandığımız her yerde çok iyi büyüdük.

 Eylül verilerine göre bankanın kredilerde yıllık büyümesi yüzde 38,2’ydi. 

Bu rakam, 2022 sonunda aşağı geldi. Çünkü yabancı para kredilerde küçülüyoruz, yıl sonu tahminine göre bu alanda dolar bazında yaklaşık yüzde 25 civarı küçüldük. Yeni ekonomi programına göre TL’ye dönüyoruz, tüm kredilerimizi TL vermeye çalışıyoruz. Zaten 2,5 yıldır TL’de büyümeye, yabancı para kredilerde küçülmeye çalışıyorduk. Program bu hedeflerimizi destekliyor. Dış ticaret faaliyeti bulunan, teknoloji yatırımları yapan KOBİ ve ticari işletmeleri, ithalatı engelleyen şirketleri destekliyor. 3 yıldır biz de aynı yoldayız, bu alanlarda örtüşüyoruz. Tek fark, biz daha yavaş geçeriz diye düşünüyorduk, hızlı bir geçiş oldu.

Eylül verilerine göre yüzde 47,1 ile mevduatta kredilerden daha iyi bir artışınız var. Bu trend sürecek mi? 

Yıl sonunda mevduat büyümemiz de biraz daha aşağıda olacak. Çünkü KKM geldi ve TL’leşme başladı. Yabancı parada kalanlarsa Eurobond veya fonlara geçti; mevduattan mevduat dışı ürünlere geçiş oldu. Bankalar, kullanılmayan yabancı para için büyük yaptırımlar geldiği için kullanmadığı bir yabancı para fonlamak istemiyor. Bu durumda yabancı parada kalmak isteyenler, yabancı para kredi portföyü olan öbür bankalara gitti. Bizim müşterimiz portföy oluşturup diğer ürünlere geçmeye başladı.

 KKM’nin dolar aynı aralıkta hareket ettiği için cazibesi azalmış görünüyor. Bu yıl cazibesini korur mu? 

Bazı müşterilerimiz KKM dönüşlerinde TL mevduata geçti, çünkü TL mevduat faizleri KKM’ye göre çok daha yukarıda. Bazı müşteriler de dövize geçsem mi diye düşünürken opsiyon destekli ürünlerle biz onlara daha iyi getiri sağlayabiliyoruz. Ocak başında birkaç gün opsiyon olsun mu olmasın mı şeklinde belirsizlik oldu. KKM’nin iyi bir yerde tutularak sistem olarak liralaşmanın devamlılığı için çalışacağız. KKM cazibesini sürdürecek. Yatırımcı olarak dövizde kalmak istiyorsanız zaten KKM’nin döviz mevduattan hiçbir farkı yok.

 Bankanıza dönersek ticari bankacılıkta odaklarınızı alabilir miyiz? 

5 milyon dolar ve üstü cirosu olan şirketlere odaklanmış durumdayız. Burada ciddi fark yarattığımızı düşünüyoruz. Sektör anlamında ihracatçı ve ithalatı kısıtlayıcı üretim yapan mümkünse katma değerli üretim yapan şirketlere odaklandık. İGE (İhracatı Geliştirme AŞ) kuruldu, burada çok büyük katkımız olacağını düşünüyoruz. İGE daha küçük şirketlere, OBİ’lere inmemizi sağlayacak. Fark yaratabileceğimiz sektör ve şirketleri hızlı bulacağımızı ve katkı yaratabileceğimizi düşünüyoruz. İGE tarafında çok heyecanlıyız. Ayrıca 1-2 milyon dolar cirosu olan, teknoloji üreten şirketlere ne yapabiliriz diye bakacağız. Teknoloji üretimi yapan şirketlerde istediğimiz müşteri sayısı hedeflerini tutturduk. Ancak fintekler, daha küçük ölçekli kaldığı için ne yapabileceğimize farklı platformlarla kafa yoruyoruz, üniversiteler ve teknokentlerle kafa kafaya verip çalışıyoruz.

 Hedeflediğiniz 5 milyon dolar üstü şirketler sektörde rekabetin en yoğun olduğu alan. Burada rekabeti nasıl yönetiyorsunuz? 

Çok ciddi bir rekabet var. Ama bizim amacımız, müşterinin birinci bankası olmak değil, en iyi ikinci bankası olmak. Müşterimiz basit işlemleri büyük bankalarla yapıyor, biz daha karmaşık işlemlerde devreye giriyoruz ki dünya da gitgide daha karmaşık hale geldi. Örneğin bizim işler sadece fiyatlamadan geçmiyor, hız önemli. Çok daha hızlıyız; ayrıca operasyon, mevzuat, ihracat tarafında belgelendirme anlamında hızlıyız.

Banka için bu yıl odağınızda neler var?

2022’de tüm risk sistemlerimizi değiştirdik. 2023’te bireysel ve ticari segmentlerde büyümeye önem veriyoruz. Çapraz ürün geliştirmeye, çalıştığımız müşterilerde daha fazla penetre olmaya çalışıyoruz. Müşterilerin cüzdan paylarında kendi payımızı artırmaya önem veriyoruz. Müşteri kazanımını yüzde 30-40 artırmak istiyoruz. Bunu da yaparken veri kaynaklı öneri kısmına çok önem veriyoruz; kurduğumuz risk sistemleriyle müşterinin tüm para transferlerini takip edip olabilecek riskleri önceden görmeye başladık.

Açık bankacılık ve servis bankacılığı tarafında çalışmalarınız olacak mı bu yıl?

Motto olarak belirlediğimiz konular var; ilki fijital bankacılık, ikincisi bireysel ve BT alanlarında çevik çalışma modeline geçiyoruz. Ayrıca veri merkezli ileri analitik konusunda büyük yatırımlar yapıyoruz. Hem bireysel tarafta hem bankanın içinde ayrı bölümler kurmaya başladık. API’ler üzerinden ufak ufak dış dünyaya bağlanmaya başladık. Bireyselde yarattığımız DVP projemizde kendi platformlarımızı dış şirketlere açtık, pratiğini yaptık. Bu yıl açık bankacılığı daha yaygın hale getireceğiz. 2023, rekabet anlamında dijital bankacılık lisansları verildiği için çok ilginç bir yıl olacak. Bir yandan fintekler geliyor, bir yandan dijital bankaların neler yapacağına bakacağız. Biz fijital olarak tam ortadayız, ödeme sistemlerinde çalışan finteklerle nasıl çalışabiliriz, API’lerden daha hızlı nasıl hareket edebiliriz diye bakacağız. Servis bankacılığı tarafında da büyük e-ticaret şirketleri kendi bankalarını kurmaya çalışıyor veya mevcut bankalarla iş birliği kuracaklar. Odebank olarak biz bankası olan bir teknoloji şirketi gibi çalışmak istiyoruz. E-ticaret şirketleri kendi dijital bankalarını kurmak için uğraşıyor, ödeme sistemleri şirketleri buraya bağlanmaya çalışıyor, bankalar da kredi kartı sistemlerini bu alana geçirip müşteri tabanı yaratmaya çalışıyordu. Bu alanda şirketlerle konuşuyoruz, ancak daha verimli bir çıktı yok. E-ticaret şirketlerinin bankacılıkta ne kadar ciddi olduğuna bakacağız, bu kadar regüle olmayan bir sistemden çok regüle bir sistemin içine girmek istiyorlarsa onları da bekleriz. Rekabet güzel. Girmek istemeyeceklerini düşünüyorum, bu durumda iş birlikleri konusunda ne katacağımıza bakacağız.

Bankanızın yaklaşık son 10 yılda aktif büyüklükte payı yüzde 0,3’ten yüzde 0,5’e çıktı. Kredilerde yüzde 0,48 ve mevduatta 0,6 pay alıyorsunuz. Nerelerde daha yüksek pay almayı istiyorsunuz?

Kredi tarafında kamu bankaları, Türkiye için çok önemli. Şu an için çok majör, çünkü kamu bankaları ülkenin birçok yapısına destek vermeye çalışıyor ve paylarında inanılmaz büyüme görüyoruz. Tabii Varlık Fonu’nun hissedarlık ve sermaye koyma anlamında çok büyük desteği var, sınırsız sermaye koyabilme güçleri var. Biz daha çok özel bankalarda, eşitler içinde kendimize bakıyoruz. Mevduat ve mevduat dışı varlıklarda kendimizi gayet iyi bir yerde görüyoruz. 2022’de ilk defa Türk müşterisinin mevduat dışı ürünlerle az bile olsa ilgilendiğini görüyoruz. 2022’de sadece mevduatta kaldıysanız enflasyona karşı pek bir şey yapamadığınızı, yarım puan mevduat faizinin çok bir şey katmadığını, halbuki bu konuda uzman bir bankanın desteği olursa fark yaratılabildiğini gösterdiğimizi umuyoruz. Kredi tarafında da gayri nakdi kredilere bakıyoruz. Yabancı para tarafı bazı bankalarımızda hala çok aktif. Kredide TL’de hem nakdi hem gayri nakdi alanda büyümek istiyoruz. Aktif büyüklükte özel mevduat bankaları içinde 12’nci sıradayız. Aktif büyüklükte sıralamaya dair bir heyecanımız yok. Toplam katkı heyecanımız var, ne kadar üründe ne kadar müşteri kazanabiliyoruz, sermayedara sermaye getirisi anlamında ne sunabiliyoruz bunlara göre hesaplamalarımızı yapıyoruz.

 Bu yıla sektör nasıl başladı? Kredi taleplerinde yılın ilk ayında açılma gözlemliyor musunuz? 

2022 özelinde regülasyonların çok hızlı değiştiğini, ama sektörün çok iyi uyum sağladığını söyleyebiliriz. Bu yıl da regülasyonların büyük bir kısmı devam ediyor. Şu anki yapı da devam edecek gibi görünüyor, hep beraber çözümler buluyoruz. Bireysel tarafta 2022’ye göre enflasyonla beraber kredi talebi artışı var. Enflasyon herkesi etkiledi. Hammadde fiyatlarıyla beraber ticari tarafta da talep var, çünkü çalışma sermayesi şirketlere yetmiyor. Bankacılık sisteminden destek almaya çalışıyorlar. Ticari tarafta belirli faiz limitleri de var, sistem o limitlere uymaya çalışıyor. Fonlama giderlerine göre orada negatif durum söz konusu. Mevduatların faizleriyle yani bankaların TL fonlama maliyetleriyle kredi faizleri arasında büyük bir negatif fark var. Şu anda gelinen noktada bankalar bunu nasıl yönetebileceğini çözmeye çalışıyor. “Hangi faizle nasıl bir kredi verirsem en azından başa baş noktasını kurtarabilirim” diye bakılıyor. 2022’nin 2023’ten farkı şu: Her bankada farklı tabii ama bankaların portföylerinde TÜFE endeksli bonolar vardı ve bonoların kârını kredilere vererek durumu yönettik. Yeni yılda, TÜFE faizleri yeni enflasyon beklentilerine göre yarı yarıya azaldığı için ocağın ilk haftasından itibaren TL bilançolarda faiz geliri anlamında bankalarda büyük bir düşüş var. Asgari ücret artışı, maaş artışları gibi etkenlerle giderlerde de büyük bir artış var. ABD ekonomisinde de enflasyon artışı olduğu için BT altyapılarında bazı ürünlerde yüzde 20’e yakın gider artışları söz konusu. Bankalarda önemli bir işletme maliyeti gideri oluştu. Bunu dengelemeye çalışıyoruz. Ama bu ilk ay, bu işi nasıl yönetebileceğimize oturup bakacağız.

 Sektörde “Müşteriler de regülasyonu anladı, artık talebini ona göre yapıyor” gibi bir düşünce de var. 

Burada müşteri tipine göre bakalım… Yeni bir KGF paketi açıklandı. Herkes bu yeni KGF paketini bekliyordu. Ayrıca ilk evini alacaklar için yeni bir konut kredisi paketi açıklandı. Ocak ayında herkes önünü görmek için paketleri bekliyor. Ayrıca dünyadaki değişimleri, Rusya-Ukrayna tarafını anlamaya çalışıyor. Bir de şirketler tabii ki iç tüketimi çözmeye çalışıyor. “Ne kadar satabileceğim, ne kadar yatırım yapmalıyım” gibi sorulara bakıyor. Ocak, biraz hesap-kitap, bilanço-bütçe ayı. Hangi KGF paketine girebilirim, hangi bankadan nasıl fon bulabilirim noktalarına bakılıyor. Ocak sonu daha netleşir. Yeni paketlerin sonucuna göre kimi bu paketlerin içine girdi, kimisi giremedi, kiminin daha iyi bir yatırım iştahı var. Bunları yılın ilk çeyrek sonuna doğru daha net görürüz diye düşünüyorum.

 Peki bireysel ve tüzel kredilerde ne zaman açılma olur? 

Bireysel kredilerde büyüme devam eder. Bireysel zaten seçim öncesi desteklenecektir. Ticari tarafta da alınan kaynağın ne kadarı yatırıma ne kadarı yatırım dışı ürünlere gidiyor diye bakılıyor. Biliyorsunuz kredi yatırıma gittiği sürece hiçbir sıkıntı yok ama döviz, altın alınarak yatırım yapılmaması istenmiyor. Çünkü zaten limitli kaynaklarımız var, sistemin bunu yatırıma aktarması bekleniyor. Bu nedenle şirketlere tek tek bakıyoruz. Bankalar şirketlerin tek tek projelerinin katkısına, iş yaratma gücüne bakıp destek vereceği müşteriyi bulmaya çalışıyor. Ama bu alanın çok hızlı büyüyeceğini düşünmüyorum. Bireysel taraf, desteklerle büyümeye devam edecek. Ticari taraf biraz daha KGF ve benzeri paketlerin etkisiyle desteklenecek.

 Banka olarak KGF paketine girecek misiniz? 

Bu sefer özel bankalar da davetli. 250 milyar TL’lik bir paket. Ocak ortasında Hazine ve Maliye Bakanımızla toplantı oldu. Yeni gördük paketleri; teknoloji şirketlerinin ya da kadınların desteklenmesi için gerçekten çok değişik paketler var. Çok detaylı alt başlıklar bulunuyor. Bir de A-B-C-D şeklinde 4 risk sınıfı yapılmış. A grubu en iyiler, en iyilere vermemiz istenmiyor. B grubuna yüzde 10, C’ye yüzde 30-40 gibi oranlarla verilmesi isteniyor. Buna göre değişken ya da sabit faizli farklı fiyatlama modelleri var. Katılım bankalarının da katılması bekleniyor, isteniyor. Biz de oturup bakacağız hangi paketin neresine dokunabiliriz diye.

Yıl için kredi ve mevduat tarafında nasıl bir gelişim öngörüyorsunuz? 

Banka olarak odaklandığımız segmentler için Rusya’nın durumu önemli. Genel anlamda baktığımızda bireysel ilk yarıda daha fazla büyür, seçimden sonraysa ticari bankacılık daha fazla büyür. Bu yıl kredi tarafında büyüme tahmini yapmak zor. Büyümenin enflasyon kadar olacağını düşünüyorum. Artık daha canlı bilançolar tutuyoruz, her ay uyarlamalar yaparak ilerliyoruz. Mevduatta ise zaten iç kaynaklarda büyüdüğümüz için kredi başka türlü büyüyemiyor. Dış kaynaklar gitgide daha azaldı. Her ülke kendi kaynaklarına odaklanıyor. Ne kadar dışarıdan dış kaynak getirirsek iç kredi büyümesi o kadar artıyor. Ama şu an dışarıdan gelen kaynaklarda azalma var. Sendikasyon ve seküritizasyon kredileri daha az yenileniyor. Maliyetler, dolar faizleri yüzünden çok pahalı geliyor artık bize. Yabancı para kredi verme durumu da azaldığı için dış kaynaklara ihtiyacımız da düşüyor. Tabii ki her zaman orta- uzun vadede yatırım yapmak için dış kaynağa ihtiyacımız var. Ama şu anda herkes ana resmi görmeye çalışıyor. Ana resimde Türkiye’deki seçimler, enflasyon değişimi, Çin ve Rusya’nın durumu, dolar gibi etkenler mevcut. Tablo ilk 6 ayda daha netleşir.


BİREYSEL MÜŞTERİLERDE ARTIŞ HEDEFLİYORUZ
“GENİŞLEYECEĞİZ”

Özel bankacılıkta kendi hesabımıza göre yüzde 2-2,5 pazar payımız var. Orta üstü gelir segmentine doğru genişlemeye çalışacağız. Fijital bankacılık yaklaşımımızla dijitalle fizikseli bir araya getirip değer yaratıyoruz. DVP projemiz de fijital yaklaşımımızın ilk ürünü. Türkiye genç bir ülke, ortalama yaş 32-33 ve tasarruf ürünlerinin bu kitlenin çok ilgisini çekeceğini düşünmeye başladık. Mobil uygulama üzerinden tüm yatırım ürünlerinin arkadan algoritmalar ve robo-danışmanlarla desteklendiği bir platform olan DVP projemizi, henüz bin müşterimize açtık. Yakın gelecekte tüm müşterilerimize açacağız. DVP üzerinden kişiye özel risk ve yatırım algısına uygun portföyler oluşacak, haberler gelecek. Bunun bir örneğini de yok. Bu projede 9-10 yabancı fintekle çalışıyoruz, ileride Türkiye’den yerleşik fintekleri de katmayı düşünüyoruz.YENİ YAPI Bireysel müşteri sayısında her yıl yüzde 30-40 artış hedefliyoruz. Bankamızın kredilerin dağılımında bireysel krediler yüzde 1 pay alıyor, yok gibi diyebiliriz. Bireyselde daha çok tasarruf tarafında varız. Yeni bir yapı kurduk, bu yıl bireysel tarafı özel bankacılık ve bireysel bankacılık olarak ikiye böldük. Bireysel bankacılık daha çok orta üstü gelir grubunu büyütmeye çalışacak. Her iki alanda da kredi ürünlerimiz var, bankamızda birikimi olan müşterilere kredi veriyoruz. Şimdi bunu daha da proaktif yapmaya başlayacağız. Yatırım sahibi müşterinin değişik döviz cinslerinden kredi ihtiyacı olursa vermeye çalışacağız. 2024 sonunda bireysel kredilerin toplamda payı artacak.